ALEKSİTİMİ NEDİR?
Aleksitiminin literatürde en belirgin iki tanımı bulunmaktadır. Bunlardan ilki “duygular için söz yokluğu” dur. Daha sonra aleksitiminin yalnızca duyguları ifade edememe değil aynı zamanda duygulara sağır olmayı da içerdiği belirtilmiştir. Bu tanımlar incelendiğinde aleksitiminin, duyguları hissedememe ve ifade edememe olduğu görülmektedir. Aleksitimi kişinin kendi duygularını tam olarak idrak edememesi, onları iyice ifade edememesi ve yaptığı açıklamalarda da derdini yeterince ortaya koyamaması şeklinde tanımlanabilir.
ALEKSİTİMİ NEDENLERİ NELERDİR?
Aleksitiminin nasıl ortaya çıktığı sorusu ise araştırmacıları temeli erken çocukluk yıllarında gelişen bağlanma örüntülerine götürmüştür. Bazı teorisyenler, çocuklukta gerçekleşen travma ve anne-çocuk ilişkisindeki aksaklıklar gibi etmenlerin aleksitimiye neden olduğunu ortaya koymuştur. Bu nedenle, duyguların tanınması ve ifade edilmesinin, aile ilişkileri ve çocukluk öyküsüyle yakından ilişkili olduğu düşünülmektedir (Montebarocci ve ark., 2004; Wearden, Lamberton, Crook ve Walsh, 2005). Önemli sayıda araştırma, aleksitimi ile bağlanma arasında doğrudan ilişki olduğunu (Mikulincer ve Shaver, 2016; Hexel, 2003; Montebarocci ve ark., 2004; Wearden ve ark., 2003) ve temel bakım veren kişiyle erken çocukluk yıllarında kurulan etkileşimin, bağlanma stillerini şekillendirmenin yanı sıra duygularımızı anlama, tanımlama ve düzenleme becerilerimizi de bir hayli etkilediğini göstermektedir (Montebarocci ve ark., 2004; Wearden ve ark., 2005; Taylor ve ark., 1999). Ayrıca temel bakım veren kişinin duygularını yansıtmaması ya da çocuğun duygularına uygun biçimde yanıt vermemesinin çocuğun ilerleyen yıllarda duygu düzenleme becerisini olumsuz biçimde etkilediği düşünülmektedir (Wearden ve ark., 2005; Pellerone ve ark., 2016).
Aleksitiminin ortaya çıkışındaki çeşitli faktörleri kısaca şöyle sıralayabiliriz ;
● Erken çocukluk yıllarında aileden gereken ilgiyi ve sevgiyi görememek
● Yine erken çocukluk döneminde aile içinde meydana gelen iletişimsizlikler
● Yeteri kadar sosyalleşememe olarak sıralanabilir
ALEKSİTİMİK BİREYLERDE GÖZLENEN ÖZELLİKLER NELERDİR?
Aleksitimik bireyler;
● Duyguları idrak edemezler.
● Duyguları tanımlama ve seçmede güçlük yaşarlar.
● Duyguları ifade edebilme becerileri olması gerektiği kadar gelişmemiştir.
● Duygusal bileşenleri sözlü olarak değil de fiziksel bileşenleri kullanarak anlatırlar.
● Oldukça sınırlı bir hayal dünyasına sahiptirler. İmgelem ve düşlemleri cansızdır ve yaratıcı değildir.
● Başlarına gelen olayların nedenlerini dış emenlere atarlar, yani dışsal denetim odaklıdırlar.
ALEKSİTİMİ VE TEDAVİ
Kavram klinik literatürde sıklıkla yer almasına rağmen, tedavi alanında aleksitimi ile ilgili araştırmaların sınırlı sayıda olduğu görülmektedir. Bu nedenle aleksitimik hastaların psikoterapötik tedavisine yönelik birçok varsayım henüz test edilmemiş olarak durmaktadır. Ancak Taylor’ın da ifade ettiği gibi, elimizdeki bazı veriler, belirli teknikleri içeren psikoterapilerin duygusal farkındalığı artırıp, duygunun simgesel ve alt-simgesel öğelerini bütünleştirerek aleksitimik özelliklerin azaltılmasında etkili olduğunu göstermektedir. aleksitimik özelliklerin giderilmesinde bilişsel, davranışçı, psikodrama ve Gestalt,gevşeme eğitimi ve bağlanma terapisi,biofeedback, multimodal psikodinamik psikoterapi gibi yaklaşımların faydalı olduğu belirtilmiştir.Sifneos da yaptığı araştırmalar sonucu, aleksitimiklerin yol gösterici ve eğitim odaklı grup terapilerinden fayda gördüklerini ortaya koymuştur.
Damla Aras