Kişisel Sınırlar: Sınırlarını Fark Et
Yaşar’ın Kuşlar şarkısında da söylediği gibi “…nasıl ki evlerin odaları varsa, nasıl ki kuşların yuvaları varsa” insanların da kişisel sınırları vardır ve olmalıdır. Fiziksel sınırlar, iki odayı birbirinden ayıran bir duvar gibi, gözle görmesi kolayken, kişisel sınırları fark etmek biraz daha zordur. Fark etmek her ne kadar zor da olsa sınırlarımızı tanımlamak kim olduğumuzu anlamamız için önemlidir. Sınırlar, benim nerede bitip ötekinin nerede başladığını gösterdiği için kim olmadığımızı anlamamıza da yardımcı olur.
Kişisel sınırlar, adından da anlaşılacağı gibi bireye özgüdür. Bir çocuk için eve gelen aile dostunu öpmek istememek bir sınır iken, bir partner için eşinin evdeki eşyalarının yerini değiştirmesini istememek, bir ebeveyn içinse tüm evi toplamak yerine bu konuda iş bölümü talep etmek bir sınır olabilir. Kendi sınırlarımızı belirlememek, başkalarının sorumluluklarını üzerimize almamıza sebep olacağı için yorucu ve tehlikelidir.
Gelin bunu Henry Cloud ve John Townsend tarafından yazılan Sınırlar kitabından uyarlanmış bir örnekle açıklayalım.
“Diyelim ki yoğun bir iş temposu arasında öğle yemeğinizi yemek üzeresiniz ve telefonunuz çaldı. Arayan çocukluk arkadaşınız Ayşe olsun. Telefonu açtınız ve Ayşe, yıllardır yaşadığı ancak çözüm bulmak adına pek de bir çaba sarf etmediği sorunlarını size içindekileri kusarcasına anlatmaya başladı. Üstelik genel olarak sizin sorunlarınızla da pek ilgilenmiyor. Bu durum sizi üzüyor ve yıpratıyor.”
Eğer sınırları olmayan biriyseniz muhtemelen bu telefon konuşmasını sürdürecek, öğle molanızı bu şekilde geçirecek ve belki de günün geri kalanını devam ettirmekte güçlük çekeceksiniz. Öte yandan eğer sınırları olan biriyseniz “Ayşe, şu an tam öğle molasına çıkmak üzereydim. Daha müsait bir zamanda (örneğin akşam şu saatte) konuşabiliriz istersen.” diyerek hem kendi sınırlarınızı korumuş olacak, hem de arkadaşınızın yaşadığı zorlukların sorumluluğunu üzerinize almamış olacaksınız.
Pek çok insan gibi siz de bu durum karşısında sınırlarınızı belirlemek yerine Ayşe’nin ne kadar düşüncesiz, ilgisiz bir insan olduğundan yakınmaya devam etmeyi seçebilirsiniz. Ancak hatırlamamız gereken bir şey var ki o da başkalarının davranışlarını değiştiremeyeceğimizdir. İyi haber şu ki: Bu davranışlar karşısında nasıl davranmayı seçeceğimiz tamamen bizim elimizde!
Peki nasıl belirleyeceğiz bu sınırları? Ben sınır koyarsam insanlar bana kırılmayacak mı? Bu soruların yanıtlarına da bir sonraki yazımızda cevap verelim.
Sevgiler,
Psikolog İyem ÇİFTCİ
Kaynakça
Cloud, H. (2009). Sınırlar: hayatınızı kontrol etmek için ne zaman evet nasıl hayır demelisiniz?. Koridor Yayıncılık.