Özdenetim bireyin içten gelen davranışsal ya da tepkisel dürtülerini kontrol edebilme gücü ve davranışları üzerinde kontrol sağlama becerisi olarak tanımlanmaktadır. Disiplinli davranışların temelinde çocuğun özdenetimini sağlaması öngörülmektedir. Böylelikle çocuklar ne yapıp yapamayacağına karar verme yetisi kazanabilecek ve kurallarla kendini yönetme becerisi kazanacaktır. Çocuğun özdenetimi kazanması için ebeveynlerin tutumları çok önemli yer teşkil etmektedir. Çocuklarına ne yapıp yapmaması gerektiğini söylerken genel doğrular hakkında eğitim vermek ve ona yol göstermek önemlidir.
Araştırmacılara göre anne-baba tutumları çocuğun özdenetimi geliştirmesinde çok önemli bir yere sahiptir ve bunu oluşturan üç unsur vardır. Bunların bilişsel öğe, duygusal öğe ve davranışsal öğedir. Bu ögeler birbirlerini karşılıklı olarak etkilemekte ve değiştirebilmektedir Örneğin; birini iyi olarak algılamak o kişiye karşı görüldüğü zaman pozitiv duygular hissetme (Bilişsel öğe) sevgi duyma (Duygusal öğe) ve ona sarılma (Davranışsal öğe) şeklinde kendini gösterebilir (Toktamış, 2008). Özdenetimi geliştirmek için çocuklarımıza koşulsuz sevgi vermek, onlarla kurduğumuz iletişimimizde açık olmak, tutarlı davranışlar sergilemek ve problemleri çözebilmesi için başa çıkma becerisi kazandırmak gerekmektedir. Çocuklar ebeveynlerinin kendileriyle göz teması kurarak, kararlı ses tonuyla konuşması ve gerçekleri duyması durumunda onlarla güven bağı kurmuş olacaklardır ve böylelikle söylenenleri dikkate alacaktır.
Koşulsuz sevgi: Sevgi çocukların Çocuklarımız her ne yaparlarsa yapsın, onları sevdiğimizi ve onların yanında olduğumuzu bilmelerini sağlamamız önemlidir. Bu tutum kendilerinin sevildiğini anlamaları ve değerli olduklarını hissetmeleri için önemlidir. Ayrıca sevildiğini ve değerli olduğunu hisseden çocuk kurallara daha ılımlı bakıp, evdeki disiplinin veya konulan kuralların gerekli ve onların yararına olduğunu anlamalarını sağlayacaktır.
İletişimde açıklık ve tutarlı davranışlar sergilemek: Doğru iletişim kurmak tüm insanlar arasında olduğu gibi çocuklarımızla kuracağımız iletişimde de önem arz etmektedir. Çocuklarımızla kuracağımız iletişimde anlayabilecekleri şekilde cümleler kullanmak, göz teması kurmak önemlidir. Örneğin; ‘’ben bugün işyerinde fazla yoğundum ve bu nedenle çok yoruldum. Bana bir saat zaman verirsen seninle sonrasında ilgileneceğim’ ’gibi açık, net ve onun sizin durumunuzla ilgili bilgi sahibi olması ve sizin davranışınızı farklı şekilde (ilgisizlik) anlamamasına neden olacak ve böylece çocuğunuzla olan iletişiminiz daha sağlıklı olacaktır. Bunun dışında sergileyeceğimiz tutarlı davranışlar çocuklarımızın yaptığı davranışlarda neyi yapıp neyi yapmaması gerektiğini anlaması ve idrak etmesi için gereklidir. Böylece bizim kararlı olduğumuzu gören çocuklarımız kendi yaşamlarında da bu şekilde davranmaya başlayacaklar ve konulan kurallar onlarda netlik kazanacaktır. Örneğin davranışın yanlış olduğunu söyleyip başka bir zaman aynı davranışı sergilediğinde tepkisiz kalmamız onların ikilemde kalmalarına neden olacaktır. Ebeveynlerin bu gibi davranıştan kaçınmaları yerinde olacaktır.
Problemlerine çözüm yolları bulma becerisi kazandırma: Problem çözme bir sorun karşısında düşünebilme, ne yapılacağına ve nasıl yapılacağına karar verebilme, eldeki imkânları kullanabilme, başa çıkmak için alternetif çözüm yolları ile çözüm bulma becerisi olarak tanımlayabiliriz. Çocukların ilk yıllarından itibaren kendi sorunlarını çözebilme yetilerini kazanabilmesi çok önemlidir. Onların becerisine göre verdiğimiz sorumluluklar problem çözme becerilerini geliştirecektir. Ayrıca sorunlarını kendisi çözebileceği yönünde destek sağlamak, bunda kararlı olmak ve sürekliliği sağlamakta önemlidir.
Bunların yanında;
- Çocukların kendilerini iyi hissetmelerini sağlamak; doğru olan davranışı kabul etmek ve çocuklarının iyi davranışlarından dolayı onları övmeyi, değer verdiklerini hissettirmeyi ihmal etmemek.
- Çevresini güvenli hale getirmek; doğası gereği hareketli olan çocuğun araştırma, karıştırma, eşyaların yerlerini değiştirme gibi yönelimleri vardır. Çocukların bu meraklarını tatmin etmek için onlara gerekli fırsatlar sunularak, merak ve algılayıp anlama ihtiyaçları kontrollü şekilde giderilmelidir.
- Sınır koyarken; Kurallar çocuklarımız için gerekli ve önemlidir. Fakat bunu yaparken sanki bir polis gözetiminde yargılayıcı ve sorgulayıcı olmak yerine, bir kaç kelimeyle ifade edilebilecek kadar basit cümlelerle çocuğumuza yapmasını istemediğimiz şeyleri belirtmekle beraber yapılması istenenleri de açıklamak gerekmektedir.
- Olayları gerçekleşmeden kontrol; Olayların kötü sonuçlar doğurmasına fırsat vermemek için oluş öncesinde önlemek ve aktif birer denetleyici olmak gerekmektedir.
- Dozunda müdahale; çocuklarımızın yanlış veya zarar verici davranışı gözlendiğinde, aşırı tepki vermeden, azarlamadan, cezalandırmadan olumsuz davranışından dolayı onu bulunduğu alandan kısa süreliğine uzaklaştırarak sessizce oturup bekleyeceği bir yere götürmek etkili olabilmektedir.
- Gerekli durumda uzmandan yardım alma; Okul öncesi yıllarda çocukta gözlenen problemli davranışlar şiddetine ve süresine bağlı olarak uzman yardımına ihtiyaç duymaktadır. sabırlı ebeveynler tarafından çözüme ulaşabilmektedir. Az bir kısmı bu davranış problemlerinin Ve en önemlisi tüm bunları yaparken
- Çocuğumuza ve kendimize karşı sabırlı olma; yeni iletişim yolları denediğimiz bu süreçte sabırla hareket etmek, gerekirse özveride bulunmak ve pes etmemek önemlidir.
Özdenetimi kazandırdığımız çocuklarımız kendisi ile çevresi arasında ideal uyumu sağlamaya sahip olacağı gibi kendini değiştirme ve uyarlama kapasitesi ile amaçlara ulaşmada da önemli hale gelecektir. Bunun gerçekleşmesi, onların kurallar arkasındaki gerçekleri bilmesi ile başlar.
Klinik Psikolog Emel Alğan
KAYNAKLAR
Aksel, N. (2018). Ortaokul öğrencilerinin dijital oyun bağımlılığı ile öz denetim ve sosyal eğilimleri arasındaki ilişkinin incelenmesi (Master's thesis, Sosyal Bilimler Entitüsü).
Özgül, O. (2017). Lise öğrencilerinde öz denetim ve anne-baba tutumu arasındaki ilişkinin bazı sosyo-demografik değişkenler açısından incelenmesi (Elazığ ili örneği) (Master's thesis, Çağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü).
Serin, O., Serin, N. B., & Saygılı, G. (2010). İlköğretim düzeyindeki çocuklar için problem çözme envanteri'nin (ÇPÇE) geliştirilmesi. İlköğretim Online, 9(2), 446-458.