doğru bilinen yanlışlar
Per, 07/11/2024 - 15:41 tarihinde admin tarafından gönderildi

Psikoterapi Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar

1-“Psikoterapi Sadece Hastalar İçindir”

İnsanlar olarak psikoterapinin yalnızca ciddi psikolojik rahatsızlıklardan muzdarip olanlar için olduğunu düşünme eğilimindeyiz. Bu sebeple birçok kişi zihinsel sağlığı “yeterince kötü” hale gelene dek psikolojik yardıma başvurmuyor, bu da iyileşme süreçlerini aksatabiliyor. Oysa psikoterapi, duygusal ve zihinsel iyilik haline katkıda bulunmak isteyen herkes içindir. Kişilere duygu düzenleme, kişilerarası ilişki geliştirme, stres yönetimi gibi birçok konuda katkı sağlar.

2- “Psikoterapi, Sohbetten İbarettir”

Psikoterapi, içerisinde birçok teknik barındırır ve belirli ekoller öncülüğünde gerçekleştirilir. EMDR, Şema Terapi, Psikanaliz, Bilişsel Davranışçı Terapi, Gestalt Terapisi, Sanat Terapisi bu ekollerden sadece bazılarıdır. Terapist, danışanın ihtiyacına göre bu ekoller çerçevesinde imgeleme, nefes teknikleri, rol yapma, serbest çağrışım, güvenli yer egzersizi, çeşitli soru teknikleri gibi birçok teknikten yararlanabilir. 

3-“İlaç Tedavisi, Psikoterapiden Daha Etkilidir”

Her danışan için geçerli olmamakla beraber, birçok araştırmanın ortak bulgusuna göre, psikoterapi ve ilaç tedavisinin ortak olarak yürütüldüğü tedavi biçimi en iyi sonuç alınan tedavi biçimidir. Bu iki tedavi biçimi, birbirleri yerine geçen birer alternatif olmaktan ziyade, eş zamanlı kullanıldığında birbirlerini tamamlayıcı özelliktedir. Ayrıca hatırlatmakta fayda vardır ki psikologların ilaç yazabilme yetkisi yoktur.

4- “Bir Kez Psikoterapiye Gittim, İşe Yaramadı”

Terapinin ilk iki-dört seansı danışanı tanıma amaçlıdır ve ananmez olarak adlandırdığımız değerlendirme seansları olarak görülür. Dolayısıyla, bir veya iki seansta mucizevi sonuçlar beklemek gerçekçi değildir. Danışanın derinlemesine kendini keşfetmesi, yeni başa çıkma stratejileri geliştirmesi gibi derin ve kalıcı değişiklikler, aniden değil, belirli bir süreç içerisinde gerçekleşir.

5- “Psikoterapi, Rahatlamaya Hizmet Eder.”

Birçok kişi, terapiye başladığında terapistin onları teselli edip rahatlatacağını, seanslardan rahatlamış bir şekilde çıkacağını düşünür. Buna karşın terapi,  başlarda zorlayıcı ve rahatsız edici dahi olabilir, çünkü danışanlar kendi içsel sorunlarıyla yüzleşmek zorunda kalırlar. Bu zorluklar, danışanın kişisel farkındalık kazanmasını ve derinlemesine duygusal işleme sürecini destekler. Terapinin gerçek amacı, anlık rahatlamadan çok, uzun vadeli iyileşme ve kişisel gelişimdir.

 Psikolog Dilara Aybüke Bahar

[email protected]