Çiftlerin İletişiminde Zihin Okuma
Ct, 11/19/2022 - 13:00 tarihinde admin tarafından gönderildi

 

“Zihin okuma öğretilir bir beceri mi?”

“Zihin okursam partnerimi daha iyi anlar mıyım?”

 

“Kesin böyle düşünüyor”, “bunu anlamış olmalı”, “bunu yaptıysa bana kızmış olabilir”, “bunu yapmasının sebebi şunlar…”, “ona böyle davranırsam bir gün beni kesin terk eder”, “kesin bana yalan söylüyor”, “kesin şu an aklında başka bir şey var”, “tamam gidelim dedi ama aslında istemiyor”

İlişkilerinizde sizler de kimi zaman karşınızdakinin zihninde neler geçtiğini bildiğinizi düşünmüş ya da tahmin etmeye çalışmışsınızdır. Zihin, kişinin başkalarına ait ve kendinden farklı olan arzu, inanç, niyet, iç görü, umut ve bilgi dağarcıklarına sahip olduğunu anlamasına yarayan, entelektüel insan beceri setlerini ifade eder. Aynı zamanda insanın başkalarının davranışlarını akli durumları açısından anlamasını, öngörmesini ve çıkarım yapmasını sağlar. İnsanlar, biyolojik ve psikolojik olarak var olabilmek için sosyal süreçlere dâhil olma ve bununla birlikte ilişki kurma ihtiyacı duyarlar ve ilk akla gelen ilişki kurma yöntemi ise iletişimdir.

‘İletişim’, evliliklerde en önemli araç olarak karşımıza çıkmaktadır. İkili ilişkilerde partnerini doğru anlamanın, evliliklerin devamı için altın kural olduğu bilinmektedir. Aslında iletişim bir çok bileşeni içerir; duyguları anlama, dinleme, ifade etme, karşıdakinin duygusunu kabul etme, yansıtma, ihtiyacını duyabilme, kendi ihtiyaçlarını ben dili ile ifade etme gibi birçok beceri içerir.

İletişimin olmadığı bir ilişkide; anlaşma, uyum, mutluluk ve huzur da zarar görebilir. Eşlerin “Beni anlamıyor, doğru dürüst konuşamıyoruz, her konuşma kavgayla bitiyor. Nasıl olsa beni anlamayacak ne konuşacağım onunla” tarzındaki inançları, çiftleri birbirinden uzaklaştıran, çatışmalarına ortam hazırlayan nedenler arasındadır.

İlişkilerde, karşımızdaki kişinin yüzünün şeklini, hareketlerini, konuşma tarzını, yani çeşitli sembolleri bir araya getirerek, onun zihninden geçenleri okumak etkili bir iletişim tarzı değildir. Öyle ki bu bize fayda değil, zarar getirebilir. Örneğin, bir kitabı okurken bilgi seviyemiz ve gelişim düzeyimize göre anlarız, baskı hatalarını görebiliriz. Ancak yeterince bilmediğimiz bir dilde okuyorsak, bazı şeyleri anlatılmak istenenden farklı anlayabiliriz. İşte zihin okurken de karşılaşacağımız sorun aynen budur, çünkü karşımızdaki düşünen, üreten, hisleri olan, birçok dinamikle yaşayan insana anlam vermek sayfadaki durağan harfleri okumak kadar olmayabilir.

İletişimde en güvenli yol karşımızdaki ile açık, doğrudan bir iletişim kurmaktadır. Tahminde bulunmak yerine, partnerimize anladığımızı sandığımız, ya da anlamadığımız noktaları açıkça sormak önemlidir. “Kızgın/üzgün/gergin görünüyorsun, ne olduğunu paylaşmak ister misin?”, “bu konu ile ilgili ne düşünüyorsun?”, “aklından ne geçiyor?”, “bu konu ile ilgili ne hissediyorsun?”, “benim söylediklerim sende ne hissettirdi?” gibi… Kimi zaman “konuşmak istemiyorum”, “hayır, öfkeli değilim” gibi cevaplar aldığınızda bunu kabul etmek en doğru davranış olabilir. Unutmamalıdır ki, o anda duyguları hakkında en doğru bilgiye sahip kişi, gerçek otorite kendisidir. İlişkinizi sağlamlaştırmak için buna saygı göstermeniz önemlidir. Her yanıta saygı duymanız yerinde bir davranış olacaktır. “Evet” yanıtını alırsanız, konuşmaya hazır olduğu kadarıyla başlayarak problemi aydınlatmaya çalışabilirsiniz. Konuşmanız sırasında partneriniz size, “Artık şunu yapmanı istemiyorum.” dediğinde siz de ona, “Sanırım şu seni rahatsız etti ve artık bunu mu yapmamı istiyorsun?” diyerek hem anladığınızı gösterebilir hem de konuşmayı olumlu cümlelere dökmüş olursunuz.

İki farklı insan, iki farklı hayat ve yaşanmışlık ile bir olmaya gelir. Bu birliktelik keyifli ve doyurucu olduğu kadar, farklılıkların getirdiği zorlanmaların da olması bir o kadar doğaldır. Çiftler dans eder. Dansta birimiz adımını erken/geç attığında tökezleme kaçınılmazdır. Burada uyumlanmak, karşıdaki ne yapıyor bakmak ve yeni bir denge bulmak önemlidir.  İşte bu nedenle, partnerimizi desteklemek, bildiklerimizi paylaşmak, ihtiyaçlarımızı ve beklentilerimizi bilmesini sağlamak, onunkileri anlamaya çalışıp üstlendiğimiz rolü kurallarına göre oynamak uzun süreli, sağlıklı bir ilişkinin sürmesine yardımcı olur.

 

Emel Alğan Oginni

Klinik Psikolog

 

KAYNAK

EROK, M. (2013). İlişkilere İlişkin Bilişsel Çarpıtmalar, İlişkiye Dair İnançlar. Kişilerarası Öfke, Kişilerarası İlişkiler.

Karaosmanoğlu, A., Şaşıoğlu, M., ve Azizlerli, N. (2016). İlişkiler, başlatmak, sürdürmek, bitirmek. İstanbul: Psikonet Yayınlar