OKB nedir?
Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) yineleyen ve kişinin yaşamında belirgin sıkıntılara yol açan obsesyonlar (takıntılı düşünceler) ve kompulsiyonlar (tekrarlanan davranışlar) ile tanımlanmaktadır. Örneğin Eline mikrop bulaştığını düşünmesi obsesif düşüncedir, bunun sonrasında elini sık sık yıkaması ise kompülsiyon davranıştır. Çocukluk çağında başladığı tespit edilmiş ve yetişkinlikte oldukça ağır seyredebildiği de görülmüş psikiyatrik bir bozukluktur. Günümüzde OKB'nin çocuklukta ve erişkinlikte benzer belirtilerle ortaya çıktığı ve bu bozukluğa sahip bireylerin yarısına yakınının çocuk-ergen döneminde başladığı tespit edilmiştir.
Çocuklarda görülme sıklığı, nedenleri ve süreci
Bu konuda yapılan araştırmalarda yetişkinlerdeki OKB’nin 15 yaşından önce başladığı ve özellikle son yapılan tespitler de ise 5 yaşında başlayan olgulara rastlandığı görülmüştür. OKB'nin ortalama başlangıç yaşı 7-12 yaş arasındadır. Çocukluk döneminde erkeklerde daha fazla görülürken, ergenlik döneminde ise kız ve erkeklerde yakın oranlarda ortaya çıktığı tespit edilmiştir. OKB çocukluk döneminde tedavi edilmezse yetişkinlikte oldukça kronik seyredebileceğini söylemek mümkündür.
Çocukluk ve ergenlik döneminde görülen obsesyon (takıntı) ve kompülsyonlar (zorlantılar) erişkinlere göre zaman içinde daha fazla değişime uğrama, artma veya azalma eğilimi gösterir.
Çocuklarda sık görülen obsesyonlar sırasıyla; Kirlenme ve bulaşma
Kuşku
Hastalık ve ölüm düşünceleri
Kötü bir şey olacak düşüncesi
Simetri ve düzen takıntıları
Sık görülen kompulsiyonlar ise; Yıkama
Kontrol etme
Düzenleme, sıralama
Sayma
Dokunma sayılabilir.
OKB’nin nasıl oluştuğu tam bilinmemekle birlikte, araştırmalar ebeveynlik tutumları, ebeveyn kontrolü, aşırı korumacılık, duygu düzenlemedeki sorunlar, bebeklikteki güvensiz bağlanma, çocuklarda ve ergenlerde kaygının ortaya çıkması ile ortaya çıktığı; bunun yanında enfeksiyonlar, anne karnında ilaç kullanımı, sigaraya maruz kalma, doğum travması gibi birden fazla genetik ve çevresel risk etkenlerinin hücresel fonksiyonlarından meydana geldiğini belirtmişlerdir. Bu moleküler ve hücresel değişiklikler, beyindeki bazı bölgeleri etkiliyerek OKB'ye neden olmaktadır. Ayrıca çocukları bilişsel, duygusal ve davranışsal alanlarda olumsuz etkileyen ruhsal bir bozukluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Çocuk ve ergendeki mevcut obsesif kompulsif semptomlar, bu bozukluğa sahip olan ebeveynlerindeki obsesif kompulsif semptomlar ve işlevsel olmayan ebeveyn tutumlarından da etkilenebilmektedir. OKB hastalarında en sık dikkat eksikliği ve hiper aktivite bozukluğu (DEHB) ve anksiyete bozuklukları birlikte görülebilmektedir. Ayrılık ve kaygı bozukluğunun bazı vakalarda çocukluk çağında OKB’nin başlamasına öncülük ettiği tespit edilmiştir. OKB’de belirtilerin kişiye sıkıntı vermesi, günde bir saatten fazla zaman alması ve okul, sosyal aktivite ile ilişkileri olumsuz etkilemesi durumunda ancak bir bozukluk olarak tanımlanır. Özellikle küçük çocuklar, obsesyonel düşüncelerine inanmaya yatkın olduklarından, erişkin ölçütleri, çocuklarda OKB tanısı koymak için uygun olmakla birlikte, semptomlara (belirtilere) ait iç görünün derecesi ile ilgili esneklik gösterebilir.
Sonuç olarak OKB aslında çocuklarda sanıldığının aksine daha sık görülmekte ve ailelerin çocuklarının obsesif-kompulsif semptomlarına sıklıkla nasıl tepki vermeleri gerektiğini bilemedikleri ve buna aslında destekleyici davranışlar sergiledikleri görülmüştür. Bu tepkiler semptomlara katılma davranışları sergiledikleri görülen ebeveynlerin ayrıca çocuğun uzman tarafından değerlendirilmesini engelleyen, durumu normalize etme, inkâr etme, belirtileri küçümseme gibi yanlış inanışlar nedeniyle genellikle tanı koyma sürecinin uzamasına neden oldukları tespit edilmiştir. Bu tutum çocuğun sahip olduğu bu bozukluğun kronikleşme ihtimalini arttırmakta ve ciddi işlev kaybına neden olmaktadır. Bu nedenle erken tanı konulup tedavinin düzenlenmesi OKB’ye sahip çocukların yaşam kalitesini yükseltmek ve erişkinlikte normal davranışlar sergilemeleri açısından önem arz etmektedir.
Stajyer Klinik Psikolog Emel Alğan
KAYNAKLAR
Ersin, A. (2017). OKB tanısı olan çocuk ve ergenlerde belirti dağılımının ebeveynlerdeki Obsesif Kompülsif Belirti dağılımı ve ebeveyn tutumları ile olan ilişkisi (Master's thesis, Işık Üniversitesi).
Öner, P., & Aysev, A. (2001). Çocuk ve ergenlerde obsesif kompulsif bozukluk. Sürekli Tıp Eğitim Dergisi, 10(11), 409-411.