Tırnak yeme (TY) psikiyatri, psikoloji, tıp ve diş hekimliği alanlarında yaygın bir sorundur. Tıpta ‘’Onikofaji’’ olarak adlandırılmakta ve klinik örneklerde onikofajinin, altta yatan duygusal bozuklukları yansıttığı görülmektedir. Tırnak yiyen çocuklarda en sık dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, ayrılma anksiyetesi, enürezis (gece altını ıslatma), tik bozukluğu ve obsesif kompulsif bozukluk (OKB) gibi psikiyatrik bozuklukların görüldüğü bildirilmiştir (Azak ve Mutlu, 2020). TY kolayca durdurulabilecek basit bir davranış gibi görünse de, çocukların çoğunun bu alışkanlığı durdurmaya çalıştığı, ancak başarılı olamadıkları gözlenmiştir. Genellikle davranışçı terapi ile tedavi edilen tırnak yeme davranışı diş kökü hasarı ve çene bozuklukları gibi hastalıklara da zemin hazırlayarak çocuk sağlığını birçok alanda olumsuz etkileyebilmektedir.
Tırnak yeme davranışı özellikle çocukluk döneminde sık rastlanmakta fakat erişkin dönemde de çeşitli psikolojik bozukluklarla beraber görülebilmektedir. TY’nin genellikle üç veya dört yaşına kadar başlamadığı ve çocukluktan ergenliğe doğru artığı ve daha sonra yetişkinlikte azaldığı tespit edilmiştir. Tırnak yeme davranışı ergenlik yıllarında en üst noktaya ulaştığı görülmüştür. Bu durumun olası nedeni ise bu çağdaki gençlerin anne-baba ve toplumsal çevreleriyle olan ilişkilerinde daha fazla engellenmelerle karşı karşıya kalmalarından kaynaklandığıdır. Çocukluk döneminde kızlarda ve erkeklerde birlikte görülen tırnak yeme alışkanlığı, yaşın ilerlemesiyle erkeklerde daha fazla olarak belirmektedir. Bunun olası nedenlerinden birinin ilerleyen yaşlarda kızların, cinsel çekim özelliklerinden biri olan tırnakların önemini arttırdığı yönünde tespit edilmiştir (Özçelik, İ.1983).
TY’nin tedavisinde aile desteği, tırnakların kısa kesilmesi, bakımlı olması, tırnakların sarılması, bilişsel davranışçı terapi, caydırıcıların kullanımı ön plana çıkmaktadır. Başarısız olan girişimlerin kaynağının hayal kırıklıkları, ebeveynler ve kardeşler gibi unsurlar olduğu saptanmıştır. TY tedavisi için kliniklere sevk edilen çok sayıda çocuğun ebeveynlerinin tırnak plağını tatsız bir madde ile kaplamak, tırnakları lastik veya kumaş parmak koruyucularla kaplama gibi yollarla çocuklarına yardım etmeye çalıştıkları görülmüştür. Bu önlemlerin genellikle bu davranışı kalıcı olarak azaltmaya yol açmadığı görülmüştür. Ayrıca TY davranışı olan çocukların çoğunun, ebeveynleri veya aile üyeleri tarafından cezalandırılmaktadır. Ceza ve tehdit, bu alışkanlığın azalmasına yardımcı olmadığı gibi aksine artmasına neden olabildiği gözlenmiştir. Bazen, TY davranışı olan kişiler, güçsüz olduklarını veya bu istenmeyen davranışı durduramayacaklarını söyleyebilmektedirler. Araştırmacılara göre aile ve yaş gruplarıyla aralarında sorun yaşayan çocukların kendi benlikleri ve var oldukları çevre ile sürekli bir ilişki kuramamaları onların uyum sağlayamamalarına neden olmaktadır. Yörükoğlu (1980)’na göre çocuklardaki bu uyumsuzluk; davranış bozuklukları, duygusal bozukluklar, alışkanlık bozuklukları ve ağır ruhsal bozukluklar olarak 4 grupta ele alınmış ve TY de bu sınıflandırmada ‘’alışkanlık bozukluklarına’’ girmiştir. Bu durumda TY çocukta öfkeyi kendine çevirme, oral dönemde sıkışıp kalma veya gerilimi azaltmak için öğrenilmiş ve kazanılmış bir alışkanlık olmaktadır.
Onikofaji hangi çocukluk döneminde olursa olsun bir uyum ve davranış sorunu olarak kabul edilmeli ve altta yatan nedenler belirlenerek ortadan kaldırılmalıdır. Otoriter ve baskıcı aile yapısı, aile içi iletişim sorunları, ebeveynlerin geçimsizlikleri, çocuğun sürekli azarlanması, çocuğa yetersiz ilgi ve sevgi, ailede tırnak yeme davranışı gösteren bir rol modelin olması bile önemli risk faktörleridir
Ebeveynler davranış bozukluğu ile baş edemediği durumlarda bir uzman yardımına başvurmalıdırlar. Araştırmacılar TY'li çocukların, ebeveynleri, kardeşleri ve öğretmenlerinin TY ile ilgili yapılması ve yapılmaması gerekenler konusunda eğitilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Çocuğun yaşının küçük olduğu durumda öykü sadece ebeveynden alınabilir. Eğer çocuk 3-4 yaşından küçük ise ebeveynlere bu davranışın görmezden gelinmesi konusunda bilgi verilmeli ve ayrıca bu davranışa neyin sebep olabileceği uygun bir dille sorgulanmalıdır. Ceza bu durumdaki çocuklar için etkili değildir. Ayrıca, kanıta dayalı davranışsal ve farmakolojik tedavi yöntemlerini kullanıma sunmak için klinik sürekliliği olan kontrollü çalışmalara ihtiyaç duyulabilir.
Klinik Psikolog Emel Alğan
KAYNAKLAR
Ghanizadeh, A. (2011). Nail biting; etiology, consequences and management. Iranian journal of medical sciences, 36(2), 73.
Merve, A. Z. A. K., & MUTLU, B. Çocuklarda Tırnak Yeme Davranışı: Onikofaji. Balıkesir Sağlık Bilimleri Dergisi, 9(3), 227-232.
Minibaş, J. (1988). Tırnak yeme.
Özçelik, İ. (1983). Tırnak yeme alışkanlığı. Eğitim ve Bilim, 7(42).
Saadet, A. T. S. Ü. (2012). Tırnak yeme alışkanlığının temporomandibular rahatsızlıklar üzerindeki etkilerinin araştırılması. Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 14(1), 6-9.
Williams, T. I., Rose, R., & Chisholm, S. (2007). What is the function of nail biting: an analog assessment study. Behaviour research and therapy, 45(5), 989-995.