iş bölümü
Çar, 10/13/2021 - 15:29 tarihinde admin tarafından gönderildi

Toplumsal kalıp yargılarına göre herhangi bir insanla ilgili beklentilerin neler olacağı doğrudan cinsiyete bağlıdır. Buna göre erkeklerden güçlü olmaları, ailelerini geçindirmeleri, çevre üzerinde belirli bir etkinlik ve kontrol sağlamları; kadınlardan ise sabırlı, anlayışlı olmaları, evi çekip çevirmeleri, insan ilişkilerini düzenlemeleri beklenmektedir (İmamoğlu, 1991). Bu en açık şekilde, toplumda önemli bir kurum olan ailede kendini gösterir. Aile, çeşitli roller çerçevesinde birbirine etki eden insanlardan meydana gelmiştir ve üyelerinin yaşamdan duydukları tatmini artırmada en önemli kurumdur. Ailenin bir kurum olarak yürüttüğü faaliyetler aile bireyleri arasında roller şeklinde dağıtılmıştır.
Geleneksel olarak, işler ve sorumluluklar ailede cinsiyet gözetilerek paylaşılmaktadır. Geleneksel aile çerçevesinde erkekler tamir, bahçe bakımı gibi işleri yaparlarken, kadınlar kendilerine verilen yemek pişirme, bulaşık yıkama ve ev temizliği gibi işleri yapmaktadırlar (akt. Erzeybek-Çifci;2019).

Türkiye’deki kentsel aile, çekirdek yapıya sahiptir. Bugün ülkemizde kentleşme ve ekonomik gelişmenin doğal bir sonucu olarak yoğun bir şekilde yaşanan sosyal değişme süreci, geleneksel görev dağılımında, kadına ve erkeğe özgü rollere ilişkin ya tutumları değiştirmiş ya da modernleştirmiştir (akt. Günay-Bener;2011). Kıray (1984:72), bugün kent ailesinde “geleneksel rollerin sonsuz çeşitlendiğini, özellikle kadının rolünün değişmemiş görünse de eskisine oranla farklılaşmış olduğunu” söylemektedir. Bu nedenle kır ve kent ailesinde zaten farklı olan görev dağılımı daha da farklılaşmıştır. Kırda geleneksel olarak kadına ait olan ev işleri ve annelik rolü, kentte özellikle çalışma yaşamına katılan kadınların sahip olduğu ailelerde eşler arasında paylaşılmış ve kadının yeni roller alması söz konusu olmuştur (Onat, 1993:23). Buna bağlı olarak da aile içi ilişkiler daha demokratikleşmiş, kadın ve erkek arasında önemli bir rol farklılaşması ortaya çıkmıştır (2001 Yılı Aile Raporu).

Kadının para kazanma işlevine katılmasıyla geleneksel aile düzeninin dayandığı ayrışmış kadın-erkek rolleri yerini paylaşmaya dayalı cinsiyet rolleri anlayışına bırakmıştır (akt. Erzeybek-Çifci;2019). Yapılan çalışmalarda kadının eğitim düzeyi, evlilik süresi, kadının çalışma oranı, ailedeki kişi sayısı arttıkça ve kırdan kente gidildikçe sorumluluk dağılımı ve evle ilgili faaliyetlerde işbirliğine doğru bir yönelme olduğu görülmüştür (2001 Yılı Aile Raporu, 2002:18).

Ayrıca, Günay ve Bener (2011), yaptıkları araştırma sonucunda eşler arasındaki iş bölümü, karşılıklı saygı ve anlayışın evlilik uyumunu arttırdığı bulgusunu elde etmişlerdir. Fakat eşitlikçi bir karı-koca ilişkisi geliştirilmeye çalışılsa da erkeğin hakim olduğu toplumsal rollerin işbölümünde etkili olduğu dikkat çekmektedir.

Toplumda var olan geleneksel kadın erkek rollerine karşı eşitlikçi bir yaklaşımı sağlayacak eğitim anlayışı çocukluktan itibaren her yaştaki bireye, gerek örgün eğitim gerekse yaygın eğitim yoluyla aşılanmaya çalışılmalıdır.

 

Psikolog Evşen Adıyavuz

[email protected]



 

KAYNAKÇA

  • 2001 Yılı Aile Raporu (2002). (Ed.Çaylıoğlu, İ.) Aile İçi İlişkiler Komisyonu. 3. Ailede Rol ve Sorumluluklar. T.C. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Yayınları, Yayın No:120. Ankara. Beyda Ofset.
  • Erzeybek, B.& Arslan Çifci E.G (2019). Akademisyen Kadınların Toplumsal Cinsiyet Rolleri ve Evlilik Uyumu. Sosyal Çalışma Dergisi Yıl: 2019, Cilt: 3, Sayı: 1, syf. 61-80
  • Günay, G.& Bener, Ö. (2011). Kadınların Toplumsal Cinsiyet Rolleri Çerçevesinde Aile İçi Yaşamı Algılama Biçimleri. TSA / Yıl: 15 S: 3, Aralık 2011.
  • İmamoğlu, E. O. (1991). Aile İçinde Kadın-Erkek Rolleri. Türk Aile Ansiklopedisi. Ankara: Cilt 3, T.C. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu. Ankara: Türkiye Yazarlar Birliği Vakfı.
  • Kıray, M.B. (1984). Büyük Kent ve Değişen Aile. Türkiye’de Ailenin Değişimi Toplumbilimsel İncelemeler. (Der: N. Erder), Ankara: Türk Sosyal Bilimler Derneği Yayını.