Günümüzde teknolojinin hızla gelişmesi, iletişimi kolaylaştırırken aynı zamanda yeni tehlikeleri de beraberinde getirmiştir. Siber zorbalık, özellikle internet ve dijital platformlarda yaşanan bir sorun olarak ön plana çıkmaktadır. Bu tür zorbalık, bireyleri duygusal, psikolojik ve sosyal açıdan derinden etkileyebilir. Siber zorbalıkla ilgili yapılan araştırmalara göre, Erdur-Baker (2010), siber zorbalıkla ilişkilendirilen önemli değişkenlerden birinin riskli internet kullanımı olduğunu vurgulamıştır. Bu riskli internet kullanımı, kişisel bilgilerin (örneğin, fotoğraf paylaşımı) internet üzerinde paylaşılmasını, online tanıştığı kişilerle iletişim kurmayı, yüz yüze buluşmaları, pornografik, intihara teşvik edici, uyuşturucu kullanımını özendiren ve belirli bir grup insanı aşağılayan web sitelerine girilmesini, internet üzerinde şaka ve kaba yorumlar yapmayı, başkalarını bilerek utandırmayı içermektedir.
Erdur-Baker ve Tanrıkulu (2010), riskli internet kullanımının siber zorbalık ve mağduriyete yol açtığını göstermiştir. Yani, bu tür internet kullanımının, siber zorbalığın ortaya çıkmasına ve bireylerin mağdur olmasına neden olduğunu ortaya koymuşlardır. İnternet, özellikle ergenler için çekici bir dünya sunarak bir dizi cazibe faktörünü beraberinde getirmektedir. Bu çekicilik, online ortamın sınırları daha az kısıtlayıcı olması, gizlilik ve anonimlik gibi unsurların bulunmasıyla ilgili faktörlere dayanmaktadır (Doğan ve Çolak, 2016; Griffiths, 2001). Bu nedenle, internet üzerindeki aktiviteler gençler için heyecan verici hale gelebilmektedir. Anonimlik, kişilere yaptıkları ve söylediklerini gizli bir şekilde gerçekleştirme fırsatı sunduğundan çekici geliyor ve bu sebepten ötürü gerçek hayatta söyleyemeyeceği ya da eleştiremeyeceği şeyleri internet üzerinden gizli bir şekilde yapabilme fırsatı tanıyor.
İnternetin, bireylerin kimliklerini gizleme veya kurgusal bir kimliğe bürünme olasılığı, beraberinde bazı riskleri getirmektedir (Gross, 2004). Anonimlik, kişilerin gerçek kimliklerini koruma şansı tanırken, aynı zamanda kötü niyetli davranışlara, siber zorbalığa ve çeşitli tehlikelere yol açabilir. Bu durum, gençlerin online dünyada farklı roller üstlenmelerine ve kendilerini gerçek dünyada yapamayacakları şekillerde ifade etmelerine olanak tanır. Bu nedenle, gençlerin interneti kullanırken bu riskleri anlamaları ve güvenli online davranışlar geliştirmeleri önemlidir.
Siber zorbalık, internet üzerinden yapılan saldırılar sonucu bireylerin duygusal ve psikolojik sağlıklarını olumsuz etkileyen bir davranış biçimidir. Bu tür zorbalık, mesajlaşma uygulamaları, sosyal medya, e-posta ve diğer dijital platformlarda gerçekleşebilir. Yapılan saldırılar genellikle kişinin itibarını zedelemeyi, kendisini izole etmeyi veya duygusal acı yaşatmayı amaçlar. Arıcak'ın (2009) çalışmasında, siber zorbalıkla ilişkilendirilmeyen ve siber zorbalığa maruz kalmayan grup içindeki bireylerin, siber zorbalar ve mağdurlardan daha az psikiyatrik belirtiler sergilediği belirlenmiştir. Hinduja ve Patchin'in (2009) araştırması ise siber mağduriyetin, stres yaratıcı yaşam koşullarıyla birleştiğinde bireylerin intihar gibi ciddi davranışlar sergileyebileceğini ortaya koymuştur.
Siber Zorbalığa Karşı Başa Çıkma Yolları
- Bilinçlendirme: Bireyler, siber zorbalığın varlığını kabul etmeli ve bu konuda bilinçlenmelidir. Tehditlerin farkında olmak, kişinin kendini korumasına yardımcı olabilir.
- Destek Sistemleri: Mağdurlar, yaşadıkları stresle başa çıkmak için aileleri, arkadaşları veya profesyonel yardım alabilecekleri destek sistemlerini kullanmalıdır.
- İnternet Güvenliği: Kişiler, güçlü şifreler kullanarak ve kişisel bilgilerini koruyarak siber zorbalığa karşı önlemler almalıdır.
- Yasal Haklar: Mağdurlar, siber zorbalık durumunda yasal haklarından haberdar olmalı ve gerekirse yasal süreçleri başlatmalıdır.
Siber zorbalık, günümüzdeki dijital çağın olumsuz yönlerinden biridir ve mağdurlar üzerinde ciddi psikolojik etkilere neden olabilir. Ailelerin, internet kullanımının olumlu ve olumsuz yönlerini iyi anlamaları ve bu konuda bilgi sahibi olmaları son derece önemlidir. Özellikle öğrencilerin eğitim süreçlerini desteklemek ve internetin güvenli kullanımını sağlamak adına ailelerin aktif bir rol üstlenmeleri gerekmektedir. Aileler genellikle öğrencilere, internet kullanım süreleri ve ziyaret edilen siteler konusunda sınırlamalar getirmektedirler. Ailelerin internet kullanımına dair sınırlamalar koymaları sadece olumsuz etkileri önlemekle kalmaz, aynı zamanda öğrencilerin daha verimli ve amacına uygun bir şekilde interneti kullanmalarına da yardımcı olabilir. Özellikle çocuklarına internetin potansiyel risklerini ve faydalarını anlatarak, onları güvenli ve bilinçli internet kullanıcıları yapmaya teşvik etmek aileler için önemli bir sorumluluktur. Ancak bilinçli bir şekilde hareket ederek, destek sistemlerini kullanarak ve gerekirse yasal haklardan faydalanarak bireyler, bu tür zorbalıklara karşı başa çıkabilirler. Unutmamak gerekir ki sanal dünyada gerçekleşen bu tehlikelerle mücadelede toplumsal bir bilinç ve iş birliği önemli bir role sahiptir.
Psikolog Uğur KİN
KAYNAKÇA
- ALTUNDAĞ, Y. (2016). Lise Öğrencilerinde Sanal Zorbalık ve Problemli İnternet Kullanımı İlişkisi. Online Journal of Technology Addiction and Cyberbullying, 3(1), 27-43.
- Doğan, U., ve Çolak, T. S. (2016). Self-concealment, social network sites usage, social appearance anxiety, loneliness of high school students: A Model Testing. Journal of Education and Training Studies, 4(6), 176-183.
- Erdur-Baker, Ö. (2010). Cyberbullying and its correlation to traditional bullying, gender and frequent and risky usage of İnternet-mediated communication tools. New Media ve Society, 12(1), 109-125.
- Gökçearslan Ş, SEFEROGLU S (2016). Ortaokul Öğrencilerinin İnternet Kullanım Biçimleri: Riskli Davranışlar ve Fırsatlar. Kastamonu Üniversitesi Kastamonu Eğitim Dergisi, 24(1), 383 - 404.
- Gross, E. F. (2004). Adolescent Internet use: What we expect, what teens report. Journal of Applied Developmental Psychology, 25(6), 633-649.
- Hinduja, S., & Patchin, J. W. (2010). Bullying, cyberbullying, and suicide.Archives of suicide research, 14(3), 206-221.