Sosyal Medya Bağımlılığı
Günümüzde sosyal medya, hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Facebook, Instagram, Twitter ve TikTok gibi platformlar, iletişim kurmamızı, bilgi edinmemizi ve eğlenmemizi sağlıyor. Ancak, bu platformların aşırı kullanımı bazı sorunlara yol açabiliyor. Sosyal medya bağımlılığı ise, kişilerin çevrimiçi dünyada geçirdikleri vaktin, gerçek yaşam aktivitelerine ve ilişkilerine zarar vermeye başladığı bir durumdur.
Sosyal medya bağımlılığı, ikili ilişkilerde sorunlara yol açabilir, akademik ve ruhsal alanlarda problemler yaratabilir, sanal durumları gerçeklikle karıştırma eğilimi gösterebilir ve sosyal medyada vakit geçirmediğinizde huzursuz hissetmenize neden olabilir. Tüm bu belirtiler, sosyal medya bağımlılığının geliştiğini düşündürebilir.
Sosyal medyada geçirdiğimiz süre boyunca, beğeniler, yorumlar ve paylaşımlar aracılığıyla beynimizin ödül merkezi uyarılır ve dopamin salgılanır. Dopamin, mutluluk ve haz duygusu yaratan bir kimyasal bileşendir. Sosyal medya platformları, bu dopamin salgısını tetikleyerek bizlere anlık hazlar sunar. Bu durum, uyuşturucu, alkol veya kumar gibi bağımlılık yapıcı maddelerin etkisiyle benzer bir hissiyat yaratır. Beyin, yüksek dopamin seviyelerini deneyimledikten sonra bu tatmini tekrar yaşama isteği duyar ve bu yüzden sosyal medyada daha fazla vakit geçirme ihtiyacı hissedebiliriz.
Sosyal medya bağımlılığı üzerinde etkili olabilecek bazı psikolojik faktörler de bulunmaktadır. Kaygı, depresyon, düşük özsaygı ve yüksek dürtüsellik gibi durumlar, sosyal medya bağımlılığı riskini artırabilir. Bu tür duygusal sorunları olan bireyler, sosyal medyayı olumsuz duyguları bastırmak, dikkat dağınıklığı yaşamak, yüz yüze iletişimde zorluk çekmek veya beğenilme ihtiyacını karşılamak için kullanabilirler.
Günlük hayatta karşılanmayan bu ihtiyaçlarımızı sosyal medya ile gidermeye çalışmak yerine, bu ihtiyaçların neler olduğunu ve bu ihtiyaçları karşılamada kişisel engellerimizin neler olduğunu keşfetmek önemlidir. Psikoterapi, bu keşiflerde bize rehberlik edebilir ve kendimiz için sağlıklı başa çıkma yolları geliştirmemize yardımcı olabilir. Ayrıca, ekran süresini sınırlamak, yüz yüze etkileşimler kurmak ve çevrimdışı keyif verici aktivitelerle ilgilenmek de faydalı olabilir.
Psikolog Dilara Aybüke Bahar