Toksik İlişki Nedir?
İnsanların sosyal olarak birbiriyle kurduğu bağ ve geliştirdiği iletişim, kişilerarası ilişkiyi anlatan kısa bir özet gibidir diyebiliriz. İlişkiler bağlamında kurulan bağ ve iletişim, kimi zaman kişiye çok iyi gelebilir ve kişi bundan doyum sağlayabilir. Diğer yandan ise bazı ilişkiler kişi için oldukça yıpratıcı ve zorlayıcı olabilir.
Uzun süre fark edilemeyen, kişiye duygusal ve fiziksel zarar veren, çok fazla yıkıcı etkisi olan, kişinin kendini hiç iyi hissetmediği, buna rağmen de asla vazgeçemediği, kişiyi zehirleyen ilişkilere toksik ilişki adı verilir. Aynı zamanda toksik ilişki içerisinde olmak kişiyi desteklenmiyor, yanlış anlaşılıyor ya da saldırıya uğruyor gibi hissettirebilir. Böylece toksik ilişki hem ilişkiye hem de buna maruz kalan tarafa zarar verir diyebiliriz.
Toksik ilişki örüntüleri; aile ve arkadaş gibi diğer kişiler ile olan ilişkilerimizde ve iş ilişkilerimizde de görülebilir. Yani toksik ilişki yaşıyor olabilmek için yalnızca romantik ilişkide bulunuyor olmak gerekmez. Fakat yine de toksik bağların yakın ilişkilerde daha yaygın görüldüğü söylenebilir. Çünkü bizler aile ve romantik partnerlerimizden daha fazla destek bekleriz. (Del Real, 2019).
Tahmin edebiliyoruz ki her ilişkinin kendine has bir dinamiği vardır. Bu kapsamda ilişki içinde yaşanan problemlerin şekli, sebebi ve sonucu o ilişki özelindedir. Bu özel dinamik çerçevesinde yaşanan bazı durumlar ve davranış kalıpları bizlere toksik bir ilişki içerisinde olup olmadığımızın sinyallerini verebilir. İçinde bulunulan ilişki, türü farketmeksizin toksik ise davranışlarınız sürekli olarak kontrol altındadır ve manipülasyon çok fazladır. Manipülasyon, yaygın anlamı ile, kendi iktidarını yerleştirme yönündeki az çok bilinçli bir hedefe yönelik olarak uygulanan küçük entrikaları kapsar. Bunlar, maruz kalan erkek ya da kadın için nahoş durumlar olsa da yine de suç teşkil etmez. Kimi zaman insan ilişkilerinde bir güç ilişkisi durumu içerebilir. İlişki, günümüzde eşlerin dahil olduğu koşullardan destek alan kaçınılmaz mekanizmaları içerir. Karşımızdaki kişi genellikle acilen tatmin bulması gereken bir nesnedir; ve bu doygunluğa bir kez erişildiğinde çatışmalar dayanılmaz “gibi gelir” ve kopmaya yol açar (Pascale ve Pascal, 2018). Bu manipülasyonlar çeşitli şekillerde yapılabilir. Örneğin dalga geçilerek, şakaya vurularak, ya da sizi ezmeye çalışarak gerçekleştirilebilir. Bu nedenle bir noktadan sonra bu davranışlara maruz kalan kişi kendisini yetersiz ve kusurlu hissedebilir. Bu davranışlara karşılık olarak ortaya konulan tepkilere, toksik davranış örüntülerini gerçekleştiren partnerlerin cevabı ise sizi düşündüğü ve sevdiği için böyle davrandığı yönünde olabilir.
İlişkide bu zararlı davranış örüntülerini gerçekleştiren partnerlerin, ilişkiyi toksik bir düzeye çekme sebepleri arasında birçok durum olabilir. Bunlardan biri, partnerinizin empati yeteneğinden yoksun olması, ifade edilmeyen duygular, kendisi ile ilgili farklı süreçler olabilir. Sağlıklı bir ilişkide her iki tarafın da duygu ve ihtiyaçları önemlidir fakat bu tür sağlıksız ilişkilerde partnerinize göre odak yalnızca kendisi olabilir ve sadece kendi ihtiyaçları çerçevesinde hareket edebilir. Bu tür ilişkilerde yalanın çokça rol aldığı da söylenilebilir. Partneriniz daha önceden söylediği şeyleri sonradan inkar edebilir ya da kendi çıkarlarına göre bunları manipüle edebilir. Buna maruz kalan sizler de çoğunlukla kendinizi, olayları ve diyalogları neden yanlış hatırladığınızı sorgularken buluyor olabilirsiniz.
Toksik ilişki örüntülerinde partnerinizin size karşı tutarsız davranışları sıklıkla görülebilir. Örneğin arkadaş ortamında sizi umursamazken baş başa vakit geçirdiğinizde oldukça ilgili ve alakalı davranabilirler. Toksik insanlar, çatışmaya çok açıktır. İlişkiniz sürekli karşı tarafın istek ve beklentileriyle şekillendiği için, sizin güçlenmenizi sağlayacak olan durumlar tehdit niteliğindedir. Bu sebeple sürekli olarak sizi tartışma içine dahil etmek, sizi psikolojik olarak yormak ve olduğunuz yerden aşağı çekmeye çalışmak toksik ilişkide çok sık rastlanılan durumlardır. Burada amaç sizin karşı tarafa bağlı hale gelmeniz, özgüveninizi yitirmeniz ve karşı tarafın ihtiyaçlarına cevap vermeye devam etmenizdir.
Peki bize zarar verdiğini bildiğimiz bu ilişkiye neden devam ederiz? Biliyoruz ki her ilişki kalıbı birbirinden farklıdır. İlişkilerin kendine has dinamikleri yukarıda da belirttiğimiz üzere değişkenlik gösterebilir. Bu durumu etkileyen birden çok etken olabilir. Bağlanma kuramlarına göre bebeklik ve erken çocuklukta geliştirdiğimiz bağlanma stilleri yetişkinlikte kuracağımız ilişkileri etkileyebilmektedir. Ayrıca Erken dönem uyumsuz şemaların, çocuklukta ebeveynler ve diğer önemli kişilerle devam eden olumsuz etkileşimlerinin sonucunda bir yanıt olarak geliştiği düşünülmektedir (Young, 1999). Başka bir ifadeyle erken dönem uyumsuz şemalar çocukluk ve ergenlik dönemlerinde tekrarlayıcı toksik deneyimler sonucunda oluşur (Young vd., 2009; Young ve Klosko, 2011). Şemalar olumsuz deneyimler sonucunda oluştuktan sonra kişinin farkındalığı dışında sürmeye devam eder. Düşüncelerimiz ve duygularımız tarafından yönetilen şemalar, bir olay tarafından tetiklendiğinde olumsuz duygular yaşamaya ve işlevsiz düşüncelere sahip olmaya eğilim göstermektedir (Bricker ve Young, 2012).
Partnerin uygulamış olduğu manipülatif taktikler yüzünden kişinin kendi özdeğerindeki ve öz saygısındaki düşüş ve yanlış inançlar da kişinin bu ilişkiden çıkmak için adım atmasını engelleyebilir. Aynı şekilde, bir daha kendisini onun gibi sevecek hiçbir kimsenin olmayacağına inandırılan kişi bu ilişkiden çıkmak istemeyebilir. Ayrıca kişi, daha sonra geliştireceği ilişkilerin de buna benzer bir düzeyde devam edeceğine inandırılmış olabilir. Bu nedenlerin yanı sıra toksik davranışları gerçekleştiren partnere yalnızca kendisinin yardımcı olabileceğini, kendisi yardımcı olmazsa ona kimsenin yardım edemeyeceğine dair fedakar bir düşünce de kişiyi etkileyebilir. Tüm bu kişisel ve ilişkisel nedenlerin yanı sıra toplumsal normların da ilişkiye devam etmeyi etkilediği öne sürülebilir. Erkek ve kadınlara ayrı ayrı yüklenen sorumluluklar ve roller çerçevesinde kadınların erkek partnerlerine daha bağımlı olması gerektiği, onların istek ve arzularına hizmet etmeleri gerektiğine yönelik yanlış inançlar kadınların toksik ilişki içerisindeyken yaşanılan zarar verici durumları toplumsal olarak normal algılamasına sebep olabilir.
Sizler de böyle bir ilişkide olduğunuzu düşünüyor, ara ara arada kalıyor ve çatışmaları çözmekte güçlük çekiyorsanız ister kendiniz, ister de kabul ediyor ise partneriniz ile birlikte bir yardım talep edebilirsiniz.
Berin Aslan
Kaynakça
Bricker, D. C. & Young, J. E. (2012). A client’s guide to schema therapy. Shema Therapy İnstitüte, 2-23.
Chapaux-Morelli, P. A. S. C. A. L. E., & Couderc, P. A. S. C. A. L. (2018). İkili ilişkilerde duygusal manipülasyon. Çev: Işık Ergüden, İstanbul: İletişim Yayınları.
Del Real, D. (2019). Toxic ties: The reproduction of legal violence within mixed-status intimate partners, relatives, and friends. International Migration Review, 53(2), 548-570.
Young, J. E. (1999). Cognitive therapy for personality disorders: A schema-focused approach. Sarasota, FL: Professional Resources Press.
Young, J. E., Kolosko, J. S., & Weishaar, M. E. (2009). Şema terapi. T. Özakkaş (Ed.), (T.V. Soylu, Çev.) İstanbul: Litera