Empati, en basit şekliyle kendini başkasının yerine koymak ile tanımlanır ve bildiğimiz en yakın tanımlanması ‘’Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma’’ sözüdür. Genellikle insan ilişkileri bağlamında ele alınan empati, kelime anlamı olarak "içsel algılama, duygulara nüfuz etme, duygudaşlık, anlayış, duyarlılık, eşduyum" gibi anlamlara gelmektedir (Özcan, 2016).
İlişkilerimizi olumlu hale getirmek, çatışmalarımızı çözmek, doğru anlamak ve anlaşılmak için hayatımızda sıklıkla karşımıza çıkan bir kavramdır. Empati aynı zamanda en önemli gereksinimlerimizin başında gelen; ilişkilerimizde birey olarak önemsenmek, değerli olmayı hissetmek gibi gereksinimimizi karşılayabilmemiz için de başkaları tarafından doğru bir şekilde anlaşılmak ve böylece başkalarına kendimizi en iyi şekilde anlatabilmemizin bir yoludur. Bu durumu göz önüne aldığımızda, bunu gerçekleştirmek için empatik düşünme ve empatik yaklaşımı bilmekten ve kullanmaktan geçtiğini görebiliriz.
Yalnızca psikoloji alanında değil, pek çok alanda karşımıza çıkan empati, yaşamı paylaştığımız diğerlerinin acı ve hüzünlerini, duygu ve ihtiyaçlarını anlamamıza yarayan ve insanda bir olma duygusu yaratan bir davranış biçimi olarak görülebilir. Fakat günümüz dünyasında meydana gelen değişimler dolayısıyla, ilişkilerin de yüzeysel hale dönüştüğünü ve bunun sonucunda da kişiler arası ilişkilerde empati duygusunun gün geçtikçe azaldığını görebilmekteyiz.
Sosyal davranışın en önemli bileşenlerinden biri, başka bir kişiyle empati kurma bilişsel ve duygusal olmak üzere iki türde açıklanmaktadır. Bilişsel empati, bir olayla ilgili olarak başka bir kişinin bakış açısını anlama ve diğer kişinin davranışını mevcut durumda tahmin etme yeteneğidir. Buna karşılık, duygusal empati, bir kişinin bir durum hakkındaki duygularını tanıma, olası duygusal çağrışımları tahmin etme ve başka bir kişinin acısını paylaşma yeteneğidir.
Empatik eğilimi yüksek bireylerin kişilerarası iletişimde başarılı; düşük olanların da başarısız olması olasılığından söz edilebilir. Birçok iletişim problemlerinin doğmasına engel olan empatik eğilim, yaşanan çatışmaların da en az zarar verici biçimde çözümlenmesine olanak sağlayabilir. Empati kurmanın kolay kazanılabilecek bir yetenek olmadığı, aksine üzerinde çalışılması ve geliştirilmesi gerektiği söylenmektedir. Empati kurmanın kişisel bir alışkanlık olmaması durumunda empati kurma işlemi daha da zorlaşabilmektedir. Empati kuran kişi, kendinden farklı değerlere sahip olan kişilere karşı açık değil ise bu durum empati kurmasına da önemli bir engel teşkil edebilmektedir. Empati kişiler arası iletişimi kolaylaştırmada önemli bir yer teşkil etmektedir.
Stajyer Klinik Psikolog Emel Alğan
KAYNAKLAR
Derman, G. S., & Bağ, V. (2021). KİŞİLERARASI İLİŞKİLERDE EMPATİ: İNSANIN MANEVİ DÜNYASI İLE EMPATİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ. International Journal of Social and Economic Sciences, 11(1), 1-11.
Koç, M. (2016). Demografik özellikler ile empatik eğilim arasındaki ilişki: yetişkinler üzerine ampirik bir araştırma.
Özbek, M. F. (2004). Toplumsal yaşamda empati. Akademik Bakış Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi, 1, 1-16.