evlatedinmek
Sa, 06/29/2021 - 11:17 tarihinde admin tarafından gönderildi

Evlat edinmiş aileler çocuklarına kendisinin evlat edinildiğini ne zaman ve nasıl söyleyecekleri konusunda endişelidirler. Bazı aileler çocuğun öğrenmemesi için bulundukları yerden taşınırlar. Çocuğun yaşı ilerledikçe aile söyleyip söylememek konusunda kararsızlığa kapılabilir. Çocuğun öğrendiğinde artık kendilerini eskisi gibi sevmeyeceğinden endişe edebilirler. Ama çocuğun böyle bir gerçeği başkasından duyması doğru değildir. Uzmanlar, gerçeğin çocuğa mutlaka söylenmesi gerektiği konusunda görüş birliğindedirler. En uygun zamanın da, okul öncesi dönem olduğu konusunda aynı düşüncededirler. Gerçek, çocuğa, mümkün olduğu kadar küçük yaşta, evlat edinen anne veya baba tarafından, sade bir dille söylenmelidir. Çocuğun bunu derhal anlaması beklenmemeli, gerekirse açıklamalar tekrarlanmalıdır. Aşırı duygusal ve abartılmış bir açıklama yapmaktan kaçınmalı, çocuğa doğal bir şekilde davranmaya özen gösterilmelidir.

Çoğunlukla açıklamalar anne tarafından yapıldığından, çocuk annesinin öz olmadığını, ancak babasının öz olduğunu düşünebilir. Çocuk annesinin de babasının da öz olmadığı konusunda bilgilendirilmelidir. Bu arada çocuğa aile kavramı kazandırılmalı, bir çocuğun gerçek ailesinin, onu büyüten eğiten, yetiştiren, ihtiyaçlarını karşılayan, ona ilgi ve sevgi veren anne baba olduğu anlatılmalıdır.

Anne veya baba, gerçeği çocuğa söylerken, bir çocuk dünyaya getiremediklerini, ancak çocuk sahibi olmak istedikleri için onu seçtiklerini açıklamalıdır. Anne ” Kuruma gittiğimizde birçok çocuk arasında bana gülen sen oldun,… bana doğru gelen sen oldun,… Kucağıma gelen sen oldun” veya ” Seni görür görmez sana yaklaştım, seni sevdim, çünkü bana güldün, sen beni seçtin, ben de seni seçtim, biz birbirimizi sevdik, biz birbirimizi seçtik,” şeklinde bir açıklama yaparak, bu seçimin karşılıklı bir seçim olduğunu vurgulamalıdır. Batılı uzmanlar, ‘karşılıklı seçim kavramı’nın çok sağlıklı bir açıklama olduğunu ve çocuğun gerçeği kavramasını kolaylaştırdığını iddia ederler.

Çocuk, evlat edinilmiş bir çocuk olduğunu öğrendikten sonra, öz anne ve babasının kim olduğunu, hayatta olup olmadıklarını, neden terk edildiğini, onu nerede bulduklarını, bu aileye katılmadan önce nerede ve nasıl olduğunu sorabilir. Bu sorulara verilen cevaplar gerçeğe, çocuğun yaşına ve olgunluk düzeyine uygun olmalı ve anne ile babanın cevapları arasında tutarlılık olmalıdır. Çocuğun kafasında cevapsız soru bırakılmamalı, içinde hiçbir kuşku kalmamalıdır. Çocuğun sevgisini kazanmak için, öz anne baba kötülenmemelidir. Hayatta oldukları takdirde, her an ortaya çıkabilecekleri göz önüne alınarak öldükleri söylenmemelidir. Çocuğun aileye girmesiyle yaşanan mutluluk vurgulanmalı, birlikte geçen güzel günlerin anısı çocukla paylaşılmalıdır.

Ayrıca aileler evlat edinilmiş çocuklarda görülebilecek özel problemlerin olup olmadığını bilmek isterler. Evlat edinen aile, çocukta istemediği ve beklemediği bazı özelliklerin bulunabileceğini kabullenmeli, çocuktaki olumlu yönleri keşfedip geliştirmeli, olumsuz yönleri de uygun bir eğitimle giderebileceğini veya hafifletebileceğini bilmelidir. Aile, çocuğun kalıtsal özellikleri hakkında taşıdığı endişeyi yenebilmeli, bu endişesini çocuğa yansıtmamalıdır. Bu çocuğun, idealindeki modele uymayabileceğini kabul etmeli, çocuğu tanıyarak eğitmelidir.